20 Temmuz 2010 Salı

KİŞİSEL HAKLAR VE TELİF HAKLARINA TECAVÜZE KARŞI SİVİL PLATFORM

- Neden ve kime karşı?

Temel tezler

1- "İnternette sansür" şeklinde lanse edilen mesele, kişisel haklar ve telif haklarından kaynaklanmamaktadır. Dolayısıyla, protestocu kitlenin, bu argümanlarla kışkırtılması, yanlıştır.

2- Sansür, "devlet" işidir, bireysel veya alt kurumsal alanlar, sorumlu tutulamaz. Devletin, kendisini savunma hakkı vardır, fakat bu savunma hakkı, temel bireysel haklarla çelişemez. Temel bireysel haklar, evrensel İHEB normlarıdır.

3- Uluslararası internet şirketlerinin ABD veya kendilerine yakın Batı ülkeleri dışındaki kullanıcıların kişisel hakları ile ilgilenmedikleri, örneklerle sabittir. Türk hükümetinin, âcilen, internet ile ilgili uluslararası yasal düzenlemelere gitmesi gerekiyor.

4- Zaten hemen hiç desteklenmeyen Türk sanatçılarının telif hakları, bu sefer de internet olanakları eliyle ihlâl edilemez. Özellikle eser sahiplerinin haklarına karşı, sözümona "sansür karşıtı" çevrelerce takınılan tutum, son derece çirkindir.

Eser sahiplerinin ve bağlantılı hak sahiplerinin 1886'dan beri elde ettiği kazanımlar, geri alınamaz. Telif hakları konusunda son derece gelişmiş batı ülkeleri ile Türkiye gibi ikincil konumdaki ülkelerin karşılaştırılması, yanlıştır.

Türkiye'de asıl eser sahipleri, telif haklarından geçinememektedir ve dahası, sosyal güvenceden, tamamen yoksundur.

5846 Sayılı FSEK'da, internet ile ilgili daha etkin ve güncel düzenlemeler, âcilen yapılmalıdır.

5- Bireylere ve tarihsel kişiliklere karşı internet üzerinden girişilen hakaret ve diğer tecavüz eylemleri, hiç bir şekilde hoşgörülemez. İlgili yasal düzenlemeler, internet kullanımı da düşünülerek, güncellenmeli ve yetkili bir sivil izleme merkezi oluşturulmalıdır.

Kişisel haklara tecavüz konusundaki yasal düzenlemeler, mevcut haliyle dağınık ve yetersiz kalmaktadır. 5651 ile diğer yasalar arasında gerekli bağlantılar kurulamadığından, bireysel biçimde hukuksal hak arayanlar, sürekli olarak mağdur olmaktadır. "Katalog suç" kavramı, terk edilmelidir.

Sitelere belirli yayın yapma normları getirilmeli, bu normlara uymayanlara, tıpkı basın, televizyon ve radyoda olduğu gibi, izin verilmemelidir. Uluslararası sitelerin Türkiye'ye yönelik yapacağı yayınlar da bu kapsama, uluslararası anlaşmalarla alınmalıdır.

6- İnternet sitelerinin Türkiye'den ve Türkiye'ye yönelik olarak yapacağı yayınlardaki standartlara, site yöneticilerinin sorumluluğu maddeleri eklenmelidir.

Bu durum, hem Basın Yasası ile çelişmekte, hem de medya kuruluşları ile internet yayıncıları arasında eşitsizliğe ve haksız rekabete sebep olmaktadır. Tıpkı Basın Yasası gibi "İnternet Yayıncılığı Yasası" çıkarılmalı, 5651, böylece tarihe gömülmelidir.

7- Özgürlük adına sokağa dökülenler, "amalı özgürlük" karşıtı bir tavır sergiliyorlar. Halbuki, dünyadaki bütün sınırlar ve kapitalizm ortadan kalkmadıkça, bu, mümkün değildir.

Pompalanan "Başkasının özgürlüğünün bittiği yer yoktur, internette tam özgürlük" sloganı, şu durumda, tehlikeli bir ütopyadan başka bir şey değildir.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ndeki bütün haklar, "temel"dir. Birinin ötekine önceliği veya üstünlüğü yoktur. Dolayısıyla, telif hakları da "temel"dir.

8- Şu an hukuksal çerçevede yapılan erişim engelleme uygulamaları, haksız olsa da, "hukuksuz" değildir. Hukuksuzluktan iyidir en azından. Yukarıdaki düzenlemeler yapıldığında, ilgili eleştiriler de büyük ölçüde azalacaktır.

Web siteleri, medya kuruluşları gibi "ağır malzemeden mamul" değildir. Kapatılan web sitesi, pekâlâ başka bir isimle kolaylıkla yayına devam edebilir. Elbette, böyle olması, keyfe keder biçimde web sitelerinin kapatılmasını haklı çıkarmaz. Sadece hakça düzenleme talebini kamçılar.

9- İnternet yayınları, her türlü gerici, faşist, kışkırtılmış ayrılıkçı, ırkçı, kışkırtıcı ve ayırımcı yayınlara alet edilemez. Bu tür yayınlara karşı, etkili uyarı mekanizmaları geliştirilmelidir.

Öte yandan, internet üzerinden Türkiye dışındaki kurumlar adına çalışan bazı kullanıcıların serbestçe istihbarat toplamaları da dikkatle izlenmelidir.

İnternet kullanımı açısından, kuşaklar arasında eşitsizlik yoktur. Bu durumu kasden pompalayanlar, faşist, ırkçı ve ayırımcıdır.